Tanrıça İzis'ten bugüne Kızıl Avlu

Mısırlı Tanrıça İsis’e adanan tapınağın yapıldığı Kızıl Avlu, daha sonra havra ve kiliseye de ev sahipliği yaptığı için inanç turizminde önemli bir eser olarak kabul ediliyor.

Arkeolog :SELEHATTİN SERT

Bergama’nın antik dönemden kalma en büyük yapılarından olan Kızıl Avlu, ön avlusuyla birlikte hemen hemen 270 m boyunda 100 m genişliğindedir. Bu devasa görünümüyle Baalbek ve Palmyra tapınaklarının kapladıkları alandan daha büyüktür. Bu yapı, içindeki iki yuvarlak yapıyla bir kompleks oluşturur. Roma İmparatorluk döneminde, Mısır tanrılarının tapım görmelerinin yaygınlık kazanmasından sonra, Hadrian döneminde yapılmış ve Mısırlı Tanrıça İsis’e adanmıştır.

Kızıl Avlu’nun ana binası 60m x 26m boyutlarında olup yaklaşık 19 metrelik kısmı hala ayaktadır. Kızıl Avlu’nun kuzey ve güney kısımlarında iki yuvarlak yapı bulunmaktadır. Mısırlı Tanrılar Tapınağı’nın, şehrin merkezinde kurulmuş olması o dönemde Mısır kökenli tanrılara inanıldığını göstermektedir. 

Kızıl Avluda Mısırlı tanrılara tapınılmasından sonra, aynı kutsal mekân içinde Erken Hıristiyanlık Dönemi’ne ait (5 yy. ortaları) bir kilise mevcuttur.

Kızıl Avlu’nun üzerinde kült heykeli bulunan büyük podyumun önünde tapınmayla ilgili çeşitli bölümler bulunmaktadır. Kızıl Avlu’nun Kuzey avlusundaki havuz, mermerden yapılmış Mısır tarzı destek figürleri, burada Mısır’ın geleneksel tarzının uygulandığını göstermektedir. İsis Tapınağı’nın iç düzenlemesi konusunda, burada kült törenlerinin uygulanışı konusunda günümüzde çok az şey bilinmesine rağmen, kült ve tarihi verilere göre Hadrian döneminde, Mısır’da çok yaygın olan “İskenderiye Üçlemesi”nin inanç biçimine göre yapıldığını söylemek daha doğrudur. Çünkü Büyük İskender’den sonra Yunanlı yöneticiler ve Romalılar, Mısırlı tanrılara oldukça fazla sevgi gösterirler.

Ancak Kızıl Avlu’da Mısırlı Tanrıça İsis’in dışında, iki yuvarlak yapının bulunması, burada da adlarını henüz bilemediğimiz iki Mısırlı tanrı veya tanrıçanın ve Üçlü Tanrılar grubunun bulunduğu oldukça kuvvetli bir görüştür. İki yuvarlak yapının kült mihrapları bugün ayakta olmasına rağmen hangi tanrılara ait olduğu bilgisi yetersizdir. Esas tapınak, Serapis veya İsis veya her ikisine ait olabilir. Mısır Tanrısı Serapis, M.S. 3 yy.da Ptolemeus kralları tarafından Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından birçok yerde ortak tanrı olarak kabul edilmiştir. Resimleri Zeus’un tasvirlerine benzetilmiştir. Yunan baş tanrılığı, Mısır’ın doğa Tanrısı olarak anılan Osiris - Apis (Ozirapis) gibi iki tanrının güç çizgilerini kendisinde birleştiren bu yeni tanrı Romalıların senkretizm ve panteizm eğilimlerine bilhassa cevap vermekteydi. Eski Mısır döneminde beri “Tanrı Anası” olarak kabul edilen ve aynı zamanda öldürülmüş olan ve sonra yeniden “dirilen” Osiris’in matemli eşi (bazen annesi) olarak saygı duyulması İsis’in annelik varlığı için de geçerlidir. 

Aşağı kentte, yani Bergama’da bir yapıda kullanılmış olan çok ilginç bir yazıt da, her ne olursa olsun Bergama’da İsis kültünün varlığını kanıtlamakta ve belki doğrudan doğruya Kızıl Avlu’ya atıfta bulunmaktadır. Daha sonra burada yapılan kilise, aynı yeri kutsal kabul etmiş. Bergama Kızıl Avlu’da ve çevresinde Hıristiyanlıktan önce, burada bir havranın olduğu kabul edilmektedir.

 

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©