Yeryüzü Cenneti Çeşme

İzmir’in şirin ilçesi Çeşme, bembeyaz ince kumlu uzun sahilleri, berrak denizi, termal kaynakları ve ekstrem sporların ilk akla gelen adresi olması sayesinde dünyanın dört bir tarafından gelen turistleri ağırlıyor

Şifalı sıcak sularıyla, olağanüstü sayılabilecek kalitede kumun, güneş ve dinginlikle kucaklaştığı şirin bir tatil beldesidir Çeşme. İzmir'in batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın en ucunda kurulan Çeşme, gemiciler tarafından Küçük Liman diye adlandırılmıştır tarih boyunca. Zamanla çoğalan ve buz gibi suların aktığı çeşmelerinden dolayı da yöreye Çeşme denilmiştir.

Çeşme-Ildırı köyünde ortaya çıkarılan Erythrai Antik Kenti ile Çeşme kentinde Osmanlı Dönemi’nden kalan Kale, Kervansaray, çok sayıda çeşme ve tarihi kent dokusundaki sivil mimarlık örnekleri yörenin arkeolojik ve tarihi kaynaklarını oluşturan yapıtlar olarak göze çarpıyor. Tüm bu tarih mirası, insanı içine çeken deniz, güneş, kum, eğlence, spor, sağlık gibi özelliklerle birleşince ortaya tatil cenneti Çeşme çıkıyor.

Antik çağda 12 Ion birliğinden olan Erythrai’nin (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşayan Çeşme, dünyanın en tirajlı gazetelerinden New York Times’ın 2010’da görülmesi gereken yerler listesinde sekizinci sırada yer alarak başarısını da taçlandırdı.

Tertemiz plajlar berrak bir deniz

Çeşme, adını tertemiz, altın kumlu sahilleri ile duyurdu. Sayısız koyları, berrak denizi, güneşi, ince kumu, deniz içinde kaynayan kükürtlü suları, yarımadanın 29 kilometreyi bulan kıyıları boyunca dağılmıştır. Çeşme’de Şifne, Küçük Liman, Pırlanta Plajı, Boyalık Koyu, Paşa Limanı, Ilıca Plajı, Çiftlik, Altınkum, Çatalazmak, Sakızlı Koyu, Tekke Plajı, Ayayorgi’yle birlikte 20’ye yakın kumsal yaz ve kış ayları boyunca ağırlar misafirlerini…

Ilıca: 2 kilometreye yakın uzunluktaki geniş ve beyaz kumlu plajları, nitelikli konaklama tesis leri ve termal olanaklarıyla Çeşme’nin en büyük ve popüler turizm merkezi durumundadır. Denizin içinde kaynayan sıcak termal suları, Ilıca Plajı’nı ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir. Ilıca’daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun bir turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumda. Birçok küçük otel ve pansiyonlarda bile kaplıca suyu bulunuyor. Çeşme plajlarının ve özellikle Ilıca Plajı’nın en önemli özelliklerinden biri de, kıyıdan denize doğru yaklaşık yüz metrelik bir şeridin insan boyunu geçmeyecek derinlikte olması. Sığ sularda, özellikle termal kaynaklarla beslenen sularda ultraviyole ışınlarının insan sağlığına çok daha fazla yararlı olduğu bilimsel bulgularla kesinleşmiş durumda. Bunların yanı sıra, bu plajlardan çocukların yararlanma olanakları, sağlık ve can güvenliği bakımından da çok elverişli.

Boyalık Koyu: Yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda ve çok güzel plajlara sahip bir koydur. Ilıca Plajı’nın özelliklerini taşıyan bu koy ayrıca bugün Çeşme’nin en hızlı gelişen turizm alanlarından birisidir. Bu koyun kuzey rüzgarlarına kapalı en sakin plajı ise Sakin Deniz (Ayayorgi) Plajı’dır.

Şifne-Büyük Liman-Paşa Limanı: Ilıca Plajı merkez olmak üzere kuzeydoğu yönünde Şifne’ye kadar uzanan kıyı bandı, güzel plajları ve kaplıcalarıyla büyüleyici bir merkezdir. Büyük Liman, Paşa Limanı koyları, turistik tesislerin, kamp alanlarının ve toplu yazlık konutların toplandığı bir yer konumundadır. Kaplıcalarıyla ünlü Şifne’de çok sayıda temiz ve düzenli pansiyon hizmet veriyor. Ilıca merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki bu önemli turizm merkezine ulaşım ise Ilıca’dan sağlanıyor.

Ildırı: Antik Erythrai kentinin bulunduğu Ildırı ve yöresi, doğal plajları ve kamp alanları bakımından kampçılar için ilginç bir yöre. Çeşme ilçe merkezine 22 kilometre, Ilıca`ya 15 kilometre uzaklıktaki bu tarihi ve doğal zenginliklere sahip yöreye ulaşım Şifne’den sonra asfalt bir yolla yapılıyor.

Dalyan ve Sakızlı Koy: Çeşme Yarımadası’nın kuzey kıyılarında yer alan bu turistik merkezler, tipik balıkçı mahalleleri, evleri, limanı, plajları ve insanlarıyla Ege yaşantısının ve doğal güzelliklerinin toplandığı bir yöre. Çeşme ilçe merkezine 4 kilometre uzaklıktaki Dalyan Köyü’nde çok sayıda kaliteli otel ve pansiyon bulunuyor.

Çiftlikköy ve Pırlanta Plajı: Bu plaj Çeşme'nin güney ve güneybatısında yer alıyor. Bu yörenin en önemli plajları Pırlanta-Tursite ve Altınkum plajlarıdır. Plajlarda kamp yapmak için de uygun alanlar bulunuyor.

Çatalazmak Plajı: Çeşme ilçe merkezinden ulaşımın sağlandığı Çatalazmak Plajı da Çeşme'nin görülmeye değer plajlarındandır.

Tarihi zenginlikler

Çeşme Kalesi: 2. Beyazıt tarafından 1508 yılında dikdörtgen biçiminde yaptırılan kale, 6 kulesi ve üç yanındaki hendeklerle muhteşem bir görüntü oluşturur. İlk yapıldığı zamanlarda denize sıfır olarak inşa edilen kale, zaman içerisinden denizin doldurulmasıyla daha içte kaldı. Tarihi kalede çeşitli kültür sanat etkinlikleri, festival ve konserler düzenlenir. Kaleyi ziyaret ettiğinizde, büyük Türk komutanı Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa'nın yanında aslanı bulunan heykelini de görebilirsiniz.

Kervansaray: 1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Kervansaray Çeşme’ye ayrı bir özellik katar. Tarih içinde özellikle yabancı tüccarların konaklaması için kullanılan Kervansaray günümüzde 45 odalı bir otel olarak hizmet veriyor. Kervansaray'da ayrıca eğlence mekanları ve alış-veriş merkezleri de bulunuyor.

Çeşme Müzesi: Daha çok Erythrai, Çeşme ilçe merkezi, Alaçatı ve Kalemburnu yöresinden çıkan eserlerin sergilendiği tarihi Çeşme Kalesi’nde bulunan Çeşme Arkeoloji Müzesi’nde 320 arkeolojik, 126 etnografik eser ve 31 adet sikke ile birlikte, toplam 477 adet eser bulunuyor. Müze pazartesi hariç her gün ziyaret edilebiliyor.

Erythrai (Ildırı): Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunancada “kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği, kent toprağının kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını, ilk kurucu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan almıştır. Kentte ele geçen bulgular, bu yörede ilk Tunç Çağı’ndan bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir.

 

Şifa kaynağı kaplıcalar

İzmir - Çeşme yolu üzerinde, Çeşme'ye 5 kilometre uzaklıkta deniz kıyısında bulunan Çeşme Ilıcaları, plajı ve ılıcası aynı yerde olan dünyanın en ilginç ve zor bulunur ılıcalarından biridir. Suların sıcaklığı 58°C dolayındadır. Romatizmanın kronik her şekli, gut şişmanlık gibi metabolizma bozuklukları ile raşitizm, kadın, deri hastalıkları, karaciğer ve idrar yollarının ağrılı hastalıklarında yararlı olmaktadır. Kaplıca civarında modern konaklama tesisleri bulunmaktadır. Ayrıca bu konaklama tesislerinde termal özellikte havuz ve banyolar da vardır.

Şifne (Reisdere) Kaplıca ve Çamuru, Çeşme Ilıcalarının 5 km kuzey doğusunda Şifne Körfezi’nde küçük bir yarımada üzerinde bulunur. Etrafında çeşitli konaklama ve yeme- içme tesislerinin yer aldığı kaplıca romatizma, raşitizm, kadın hastalıkları ve idrar yolları, mide, bağırsak, egzama, kan çıbanı gibi deri hastalıklarının tedavisine yardımcı oluyor.

 

Sportif aktiviteler

Rüzgar sörfü: Doğal cennet Çeşme, birçok sportif faaliyete de ev sahipliği yapacak altyapıya sahip. En önemli spor dallarından birisi adrenalin tutkusu yaratan rüzgar sörfü. Çeşme denince Alaçatı, Alaçatı denilince de akla rüzgar sörfü gelmemesi düşünülemez. Meraklıları Alaçatı’yı gördükten sonra sörf yapmak için başka bir yer aramıyor. Avrupa'nın sörf bölgeleri arasında en ilginç ve çeşitlilik sunan bölgesi Alaçatı, bozulmamış örtüye sahip, sörf merkezi V biçiminde, berrak suyu olan bir koy. Çeşitli rüzgar koşulları ve ideal sörf alanı ile Avrupa'daki en önemli sörf merkezlerinden birisi. Deniz suyunun oldukça sığ olduğu bu bölgede rüzgar da kuzeyden esiyor.

Kitesurf: Çiftlikköy’de bulunan Pırlanta Plajı hiç kesilmeden ve sabit esen kuvvetli rüzgarı ve dalgalarıyla Çeşme’yi “Avrupa’nın rüzgar başkenti” olmaya götürüyor. Çeşme’nin en batısında bulunan Pırlanta Plajı adını pırlanta gibi parlayan kumundan alıyor. Denizin 250 metre boyunca sığ ve sadece pırıl pırıl kum olmasıyla da dünyanın dört bir yanından sörfçüler bu bölgeye akın ediyor. En yeni ekstrem sporlardan kitesurf, Nisan’dan Kasım ayına kadar hizmet veriyor.

Dalış: Sualtı dalış tutkunları için vazgeçilmez bir destinasyon olan Çeşme’de amatöründen profesyoneline kadar sualtı meraklıları için de eşsiz bölgeler bulunuyor. Doğanın son derece cömert davrandığı ilçede Fener Adası, Yatak Adası, Eşek Adası, Ildırı Körfezi sualtı dalışı için ilk akla gelen yerler…

Avcılık: Çeşme kara avcılığından hoşlanalar için de zengin bir yer. En ilginç ve heyecan verici av, kuşkusuz domuz avı… Yetkili makamlardan gerekli izinler alındıktan sonra Çeşme’de herkes domuz avına çıkabiliyor. Keklik ve tavşan avcıları da Çeşme’nin konukları arasında.

Kampçılık: Büyük Liman ve Paşa Limanı koylarında bulunan kamp alanları keyifli ve eğlenceli kamp olanakları sunuyor. Ayrıca Antik Erythrai kentinin bulunduğu Ildırı yöresindeki doğal plajlar da kamp alanları kullanıma son derece uygun. Her yıl yüzlerce kampçı bu bölgeleri tercih ediyor.

Yatçılık: Türkiye’nin turizm başkentlerinden Çeşme, yatçılık turizmi için de tercih edilen bir adres. Türkiye'nin belli başlı yat güzergahlarından Yat Limanı, Alaçatı İskelesi ve Çeşme- Altınyunus Yat Limanı her yıl yüzlerce yatı ve küçük tonajlı gemileri ağırlayabilecek kapasitede.

 

Eşek Adası’nda ilginç karşılama

Bir ada düşünün ki sizi karşılayanlar konuksever eşekler olsun… Eski adıyla "Goni" olarak bilinen günümüzün Eşek Adası, Çeşme’den yatlarla bir saat uzaklıkta, temiz koyları ve konuksever eşekleriyle günübirlik yat gezintileri için ideal bir yer. Doğal konumu itibariyle kuzey rüzgarlarına kapalı olan koyları sualtı ve su üstü sporları yapmaya çok elverişli. Neredeyse tamamının maki ile kaplı olduğu adada eşeklerin yaşayabilmesi için rüzgarla çalışan bir tatlı su kuyusu bulunuyor. Ada tamamen turistik amaçlara hizmet ediyor ve Milli Parklar kapsamında olduğundan gece konaklamasına izin verilmiyor.

Efsaneler diyarı

Çeşme'nin çağlar ötesinden günümüze uzanan serüveninde efsanelerin de ayrı bir yeri vardır. İşte bunlardan ikisi:

Erythrai Efsanesi: Efsaneye göre Tanrı Herakles’i betimleyen bir heykel, Fenike'deki Tyros kentinden bir sal üzerine bırakılır. Sal denizleri aşarak lona kıyılarına kadar gelir ve Chios (Sakız) adası ile Erythrai arasındaki Mesate Burnu'nda karaya vurur. Chioslular ve Erythraililer heykeli kentlerine taşıyabilmek için her türlü çareyi denerler ama başarılı olmazlar. Heykel bir türlü yerinden kıpırdamaz. Erythraili bir kör balıkçı kadınların saçlarını kesmelerini, bu saçlardan erkeklerin yapacağı bir halatla heykelin çıkarılabileceğini söyler. Ancak başta soylu kadınlar olmak üzere kimse ona inanmaz. Sonunda Thrak asıllı bir köle, balıkçının dediğini yapar, kadınların saçlarından yapılan halatla heykeli çıkarır. Birden kör balıkçının gözleri de açılır. Herakles heykeli için kentte kutsal bir ye  yapılır ve Thrak kadınları dışındakilerin girmesi yasaklanır. Çeşme Müzesi'nde Erythrai'den çıkarılan sikkelerdeki tapınak ve heykel tasvirlerine dikkatlice bakarsanız, bu efsanenin doğruluğuna inanabilirsiniz.

Cbyl Efsanesi: Erythraili kadın kahin Cbyl'e ait efsane de eski çağlardan günümüze değin söylenir durur. Cbyl'in Korykos Dağı'nda doğduğu ve kendisine Tanrılar tarafından ilham ve kehanet gücü bağışlanmıştır. Babası bir ölümlü, annesi ise dağlarda, kırlarda, ormanlarda, çeşmelerin kaynakların başında, nehirlerde yaşadıkları sanılan peri kızları yani Nympha'lardan biriymiş. Nympha doğar doğmaz onu kahinliğe başlatmış. Cbyl'in ağzından dökülen sözcükler hep dizeler halindeymiş. Efsaneye göre Cbyl her biri 110 yıl süren dokuz insan ömrü yaşamış. Cbyl'i bu kadar uzun yaşatan neydi acaba? Cybl’in bu kadar uzun yaşamasının sırrını öğrenmek için yolunuz bir gün mutlaka Çeşme’ye düşmeli 

Denizcilerin uğrak yeri

Antik çağda Kyssus adıyla anılan Çeşme’nin bugünkü adını denizcilerin su temin ettikleri “çeşme”lerden aldığı sanılmaktadır. Son derece korunaklı bir limana sahip Erythrai’nin Mısır, Kıbrıs ve Batı ülkeleri ile ilişki kurduğu ve ticaretini geliştirdiği bilinmektedir. Ülkemizin başlıca turizm merkezlerinden biri olan, uluslararası bir üne sahip Çeşme ve yöresinde halk, antik çağda 12 İon birliğinden olan Erythrai’nin (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşamaktadır. Çeşme, Lydia, Pers, Pergamon (Bergama) Krallığı, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşamıştır. Çeşme Limanı’nın ön plana çıkmasındaki en önemli faktörlerden biri de Sakız Adası’ndan Anadolu kıyılarına en yakın ve güvenilir nokta olmasıdır. Bu nedenle liman, yüzyıllar boyunca ticari alışverişi canlı halde sürdürebilmiştir.

 

Nasıl gidilir?

İzmir’e 80 kilometrelik otoyol ve eski yol diye bilinen 77 kilometrelik dar bir asfalt olmak üzere iki yolla bağlanan Çeşme’nin ulaşım merkezi İzmir’dir. Kara, hava ve deniz yoluyla İzmir’e gelen turistler Çeşme ve tüm beldelere otobüslerle geçiş yapabiliyor. Kışın 07.00-19.00 saatleri arası her 45 dakikada bir, yazın 06.00-21.30 arası her 20 dakikada bir yapılan otobüs seferleri turizm mevsiminin en kalabalık günlerinde bile ihtiyacı rahatlıkla karşılar. Bunun yanı sıra Çeşme’de bulunan otobüs şirketleri sayesinde direk olarak şehirlerarası seyahat etmek de mümkündür. Turizmin yoğun olduğu yaz aylarında sabah ve akşam saatlerinde günde iki kez olmak üzere İstanbul ve Ankara’ya düzenli otobüs seferleri vardır. Yunanistan’dan Çeşme’ye deniz yoluyla giriş yapan turistler Sakız Adası (Chios) - Çeşme arasında çalışan Türk ve Yunan feribotlarıyla taşınır. Ada ile Çeşme arası bir saattir. Ayrıca Türkiye`den çıkış yapacak turistler Çeşme’den İtalya’nın Bari ve Brindisi limanlarına gemi ile seyahat edebiliyor.

Ne yenir?

Çeşme’de deniz ürünleri ilk sırada gelir. Özellikle de çipura, levrek, ahtapot ve midye... İlçenin bir başka simgesi olan ‘kumru’ ise hoş bir ayaküstü ziyafeti yaşatır mideye. Farklı beldelerde sıralanan, ünü Çeşme’yi aşan kumrucular yaz aylarında kuyruklara sahne olur.

Meşhur Alaçatı köftesi, sakız reçeli ve sakız dondurması da Çeşme’de tatmadan dönülmeyecek lezzetlerden… Dünyaya ihraç edilen Çeşme’nin tatlı kavunları ve zeytinyağlı sofraların vazgeçilmezi enginar da Çeşme tatilini tamamlayacak unsurlardan…

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©