12 ay turizm = 80 milyon turist

TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, 5-6 aya sıkışmış durumda olan Türkiye turizminin 12 aya yayılması halinde 80-90 milyon turist ağırlanabileceğini söylüyor

Röportaj: Derya Şahin

 

Turizm, ülke ekonomisine ciddi etkileri olan ve büyük potansiyel taşıyan sektörlerin başında geliyor. Sektörünün en büyük çatı örgütlerinden TÜROFED’in Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık ise, bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediği görüşünde.

Türkiye turizminin 5 – 6 aya sıkışmış durumda olduğunu belirten Ayık’a göre mevcut potansiyelin 12 aya yayılması halinde Türkiye yaklaşık 80-90 milyon turist ağırlayabilir.

İzmir’in Türkiye’ye gelen her 5 turistten birinin ziyaret ettiği bir il olduğunu belirten Ayık, kentteki geceleme sayısının artırılması gerektiğinin altını çiziyor.  

Ayık, “Geceleme sayılarının arttırılması için, sadece konaklama tesislerindeki değil, tüm yeme- içme ve eğlence tesislerindeki hizmet kalitesinin de artırılması gerekiyor. Bununla birlikte, turizm çeşitliliğinin arttırılması,  sektörde yenilikçi uygulamalara gidilmesi ve turist ihtiyaçlarını daha çok karşılamaya yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor” diyor.

Türkiye’de turizm sektöründe gerçekleştirilen yatırımlara bakıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Yatırımcılar öncelikle neye dikkat ediyor?

Ayık: Ülkemizde turizm sektöründe yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım bulunuyor. Yatırımların büyük çoğunluğu İstanbul, Antalya, Muğla, Aydın ve İzmir il sınırları içerisinde. Bununla birlikte Anadolu’ya gerçekleştirilen yatırımlarda da ciddi bir artış gözleniyor. Özellikle, yabancı işletmelerin bu yatırımlarda yer alması, turizmimizin geleceği açısından önem arz ediyor.

 

Ülkemizde turizm sektörü, turizm işletmelerinin kapasitesi ve bunu destekleyen yetişmiş iş gücü açısından kendisini dinamik tutabiliyor mu?

Ayık: Turizm sektörünün, emek yoğun bir sektör olduğu dikkate alındığında, ülkemizin istihdamına önemli katkısı bulunmaktadır. Doğrudan turizm sektöründe çalışanların oranı yüzde 9 olmakla birlikte, diğer etki alanları da dikkate alındığında çalışanların yüzde 12’sinin turizm sektöründe yer aldığını söylemek abartılı olmayacaktır. Genç nüfus dikkate alındığında turizmin önemi ortaya çıkıyor. Özellikle turizmin 12 aya yayılmasıyla birlikte, işsizliğin giderilmesinde de turizmin etkisi olacaktır. Ancak, bu oranda sektörde istihdam yaratılırken, çalışanların eğitim oranları beklenen ölçüde değil. Buradaki önemli etkenlerden biri de çalışanların turizm sektörüne bir geçiş olarak bakması ve eğitime yeterince eğilememesi. Diğer yandan turizm okullarında eğitim görenlerin bu alanda çalışma oranlarının düşük olması, eğitilmiş personel bulunmasında önemli engel teşkil etmektedir. Meslek okullarına önem verip, turizm bölgelerinde bu okulların yaygınlaştırılması, otel-okul işbirliğinin sağlanması sorunun çözümüne yardımcı olacaktır.

 

Peki, turizmde mevsimsel farklılıkları ortadan kaldırmak, turizmi 12 aya yaymak ve sürdürülebilir bir turizm çeşitliliği yakalamak için neler yapılabilir? İzmir ve Türkiye açısından değerlendirdiğinizde turizmciler bu noktadaki mevcut potansiyeli yeterince değerlendirilebiliyor mu?

Ayık: Mevcut potansiyel yeterince değerlendirilemiyor. Turizmimiz 5 – 6 aya sıkışmış durumda. Mevcut potansiyelin 12 aya yayılması halinde yaklaşık 80-90 milyon turist kabul etmemiz gerek. Bu açıdan bakıldığında turizmimizi çeşitlendirmek zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra sadece deniz-kum-güneş üçlüsüne dayalı tatil anlayışını yıkarak, kültür turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi gibi ülkemizde oldukça yüksek potansiyele sahip turizm kollarının da gelişimiyle, turistlerin ülkemizi sadece yaz aylarında değil, tüm yıl boyunca ziyaret etmelerini sağlayabiliriz. Bu alanlarda yapılan reklam faaliyetlerinin arttırılmasının ülke turizmimize oldukça katkı sağlayacağı düşüncesindeyim.

Bu arada, okul tatil zamanlarının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Tatiller bölgesel ve mevsimsel olarak yeniden planlanmalı. Ülkenin bütün bölgelerinin aynı anda tatil yapması turizm sektörünün iç pazardan sağlıklı bir şekilde yararlanmasını engelliyor. Bölgesel olarak yeniden planlanacak tatillerle ailelerin tatile çıkması sağlayacak ve bölgesel planlama ile tatile çıkma oranı yüzde 25'e çıkacaktır. Bu durum otellerin 12 ay hizmet vermesini de sağlayacaktır.

 

Araştırmalara göre Türkiye’ye yurt dışından gelen turistlerin yüzde 75’i tur operatörleri aracılığıyla geliyor. Geriye kalan yüzde 25'te durum nasıl? Gelen turist beklentiyi karşılayacak sayı ve nitelikte mi? 

Ayık: Kalan yüzde 25 bireysel olarak kendi organize ettikleri turlarla geliyor. Özellikle İstanbul’a gelenlerin yüzde 60’ı online rezervasyon ve tarifeli uçak seferiyle geliyorlar.

Beklentimiz gelir düzeyi üst grupların ülkemize gelmesidir. Bu alanda, kaliteli turisti ülkemize çekmek adına yoğun çalışma yapmamız gerekmekte. Gelen turist sayısı bizim için önemli olmakla birlikte gelen turistin kaliteli olması da sektörümüzün gelişimi açısından önem arz etmektedir.

 

İzmir ve Türkiye’nin turizmden hak ettiği payı alabilmesi için geceleme sayısının artırılması gerektiği sektör temsilcileri tarafından sıkça dile getiriliyor. Bunun için neler yapılmalı?

Ayık: Geceleme sayılarının artması yalnızca oteller için değil, bölge esnafından çiftçiye kadar herkes için önemli bir husustur. Gelen turistin 1 gece bile daha fazla kalması toplamda ciddi rakamlar demektir. Ülkemizde ortalama geceleme sayısı bu yıl gerilemesine karşın ortalama 8-8.5 civarındadır ve uzun zamandır bu sayıda bir artış gösterilememiştir. İzmir’de ise bu oran Türkiye seviyesinin de altındadır. İzmir, Türkiye’ye gelen her 5 turistten birinin ziyaret ettiği bir il olmasına rağmen, bu ziyaretlerin çoğunun günübirlik olması nedeniyle İzmir’de konaklama talebi düşük kalıyor.

Geceleme sayılarının arttırılması için, sadece konaklama tesislerindeki değil, tüm yeme- içme ve eğlence tesislerindeki hizmet kalitesinin de arttırılması gerekiyor. Bununla birlikte, turizm çeşitliliğinin arttırılması,  sektörde yenilikçi uygulamalara gidilmesi ve turist ihtiyaçlarını daha çok karşılamaya yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.

 

İzmir'e gelen kurvaziyer gemi sefer sayılarında azalma yaşandığı gözleniyor. İzmir'de kruvaziyer turizmini canlandırmak için neler yapılabilir?

Ayık: Kurvaziyer turizmi anlamında İzmir büyük avantajlara sahip. Coğrafik konumuyla birlikte İzmir kurvaziyeri, 'başlangıç' ya da 'bitiş noktası' olarak kabul edildiğinde, kenti ziyaret eden turisti şehirde tutabilmek daha mümkün olur. Çünkü, karaya ayak basan turist, böylece şehri daha iyi tanıma ve daha çok gezme fırsatı bulacaktır. İzmir'in kurvaziyer turizmi yönünden sahip olduğu bu avantajlar, yabancı kurvaziyer sayısını arttırmaya yönelik kullanılmalıdır. Bu konuda ilk yapılması gereken, limanın genişletilerek, daha çok geminin yanaşabileceği kapasiteye ulaştırmaktır. 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©