Bir İzmir ritüeli: Kemeraltı

Dünyanın en eski şehirlerinden İzmir’de, dünyanın en eski pazaryerlerinden Kemeraltı, zamana inat, aktarları, bakırcıları, ayakkabıcılarıyla Saat Kulesi’nin ardında misafirlerine eğlenceli alışveriş keyfi yaşatır

8 bin 500 yıllık geçmişi olan İzmir’in 2 bin 400 yılına tanık Tarihi Kemeraltı Çarşısı. Birçok kültürün izini yapılarına sindirmiş, Helenistik dönemden beri ise kentin alışveriş merkezi olma özelliğini bünyesinde barındırıyor.

İzmir’in en renkli, en büyük alışveriş mabedi Kemeraltı Çarşısı, her köşe başında farklı karelerle karşılaştırıyor insanı. Alışverişe dair her şeyi bulmak mümkün tarihi çarşıda… Küçük bir çocuğa büyük mutluluklar veren bir oyuncak, genç bir kızın en masum rüyası beyaz gelinlik, Türk kültürünü anlatan irili-ufaklı hediyelik eşyalar ve daha yüzlerce seçenek…

İzmirlilerin, yerli-yabancı turistlerin olmazsa olmaz durağı Kemeraltı’nda alışverişten fazlası vardır. Baharat kokan, yapısını korumuş küçük dükkanların arasına sıkışmış kahveciler, çaycılar, lokantalar, gevrekçiler soluk alma duraklarıdır çarşının. Kızlarağası’nın eşsiz atmosferinde dostlarla bir kahve içmek, çarşıyı çevreleyen medeniyetlerin izlerini görebilmek Kemeraltı’nı basit bir alışveriş mekanı olmaktan çıkarır, en önemli turizm noktaları arasına taşır.

[widgetkit id="85" name="00 İZMİR FOTO GALERİ - KEMERALTI"]

Yüzyıllardır ticaret merkezi

İpek Yolu’nun batı ucundaki ticaret merkezi olan İzmir’deki liman, Hisar Camii’nin bulunduğu bölgeye kadar gelirdi. Limanın ağzında ise, 12. yüzyılda Bizanslılar tarafından kurulan İzmir Liman Kalesi bulunmaktaydı. Kale tarafından korunan limanın sağ kıyısında ise Frenk tüccarlarının dükkanları ve limanın iç kısmında da kervansaraylar bulunurdu. İpek Yolu’nu takip eden deve kervanlarıyla İzmir’e getirilen mallar bu hanlara indirilir, Ceneviz tüccarları aracılığı ile de limandan gemilere yüklenerek ihraç edilirdi. İşte bu bölgede kurulu; birçok tarihi mekanı kucaklayan İzmir’in ünlü Kemeraltı Çarşısı’nın oluşumu da oldukça ilginç olaylara dayanıyor. Tarihte bir iç liman olan Kemeraltı bölgesine, kaleyi almak için Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlılar çeşitli saldırılar düzenlemiş, ancak başarılı olamamışlardır. İzmir Liman Kalesi’ni düşürmek, 1402 yılında, iç limanı taşlarla doldurarak kaleyi savunmasız bırakan Timurlenk’e nasip olmuştur. Timur’un askerleri, Kadifekale sırtlarından sürükleyip getirdikleri taşlarla limanı doldurmuşlar, böylece sonradan Kemeraltı denilen yerleşim bölgesi oluşmuştur.  Zaman içinde bu bölgede yerleşim gelişmiş, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, havralar, şadırvanlar inşa edilmiştir. Bölge, bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Kemeraltı Çarşısı’nda halen tarihten süzülüp bozulmadan günümüze kadar gelen bir düzen ve yapı vardır. Kaynaklar, çarşının ismini; ana caddeyi boydan boya aralıklarla süsleyen kemerlerden aldığını söyler. 

Yeniden Kemeraltı

Tarihi dokusunu korumuş olsa da, çarşının ilk dönemlerdeki görkemli görselliğine kavuşması adına İzmir Büyükşehir Belediyesi güzel bir proje başlattı. “Yeniden Kemeraltı Projesi” kapsamında çarşıdaki binaların tarihi dokusunu ortaya çıkaracak ve görüntü kirliliğini kaldıracak cephe düzenlemesi çalışmaları başlatıldı. Uzun soluklu bir proje olan Yeniden Kemeraltı Projesi’nde birçok etap tamamlandı, restorasyonu tamamlanan binalar renkli yüzleriyle misafirlerini daha bir gururla karşılamaya başladı.

Ulaşımı kolay

Konak’ta, hemen hemen tüm toplu taşım araçlarının uğradığı bir yerde olan Kemeraltı’na gitmek, hem İzmir’in yerlileri hem de İzmir’e yabancı kişiler için hiç de zor değildir. Şehrin hemen hemen tüm sakinleri tarafından bilinen bir yer olması nedeniyle “kime sorsanız gösterirler” ifadesi, sanki Kemeraltı için üretilmiştir. Eski görüntü tamamen olmasa da hala işportacıların bağrışmaları, bakırcılar çarşısının kendine has sesleri, Şadırvan Cami yanındaki sebilin şırıltısı, kestane pazarındaki balıkçıların ıslak önlükleriyle bağrışmaları, Kemeraltı’nın pek de değişmediğini gösterir bize.

Kemeraltı’nda esnaf olmak

Naftalin kokan dükkanların ev sahiplerinden biri 73 yaşındaki Mümin Ayazmalı. 1955’ten beri Kemeraltı Çarşısı’nda esnaflık yapıyor. İlk 30 yılını balık lokantası işleterek geçiren Mümin Amca, son 25 yıldır ise yine denizle haşır neşir, ama bu defa hediyelik deniz ürünleri satarak geçimini sağlıyor. Çarşının eski günlerine özlem duysa da; Mümin Amca köklü bir tarihle iç içe yaşamanın keyfini çıkartıyor.

Kilit taşı

40 yaşındaki Yusuf Sezgin Ön, Toprak Çocuklar Atölyesi’yle Kemeraltı’nın bir başka sakini. 12 yıldır Kızlarağası Hanı’nda yerli-yabancı turistleri İzmir’den sattığı hediyeleriyle uğurluyor. Ön, şehrin en cazip, en eski yapısının turizm için kilit taşı niteliğinde olduğunu düşünüyor.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©