Bir açık hava müzesi Kula

Manisa’nın eski kimliğini hala sırtında taşıyan sıcak ilçesi Kula, bulutlara değecekmiş gibi yükselen kavak ağaçları ve minareleriyle karşılar konuklarını…

İzmir’e iki saat uzaklıktaki Kula, tarihi bir filmin setine konuk olma hissi yaratıyor ilk ziyaretçilerine. Daracık sokaklarını arşınlamaya başlayıp, sıcak insanlarıyla sohbet ettikçe anlıyorsunuz bu şirin ilçenin gerçekliğini. Geleneksel Kula Evleri, gün geçtikçe usta sayısı azalan Kalaycılar Çarşısı’ndaki geleneksel el sanatları, peribacalarıyla hayranlık uyandırıyor gerçekliğin ardından.

İzmir’in komşu illerinden Manisa’nın ilçesi Kula’nın tarihi, eski evlerindeki mermer kabartmalara göre Milattan Önce 56. yıllara dayanıyor. Tarihi net olarak bilinmese de, antik devirde sınırları içindeki volkanik oluşum nedeniyle Katakekaumene (yanık yöre) adı verilen bölge bu ifadeyle Amasyalı Strabon (MÖ 54 – MS 24), Vitruvius (MÖ I. yy), Byzantionlu Stephanos (6 – 7. yy) ve Eusthatios (12. yy) adlı antik yazarların eserlerinde yer alıyor. Kuruluşu tarihin derinliklerine giden Kula, geçmişin bütün izlerini günümüze taşıyor. Tıpkı bir açık hava müzesi gibi…

Bozulmamış doku

Kula’da dikkatinizi ilk çeken, Osmanlı İmparatorluğu’nun hakim olduğu her bölgede karşılaşılan, Türk Evi diye tabir edilen ahşap evler oluyor. Osmanlı kent dokusuna sahip ilçedeki tarihi Kula Evleri genellikle iki katlı, ahşap yapıya sahip… Yapıların mimari açıdan bozulmamış tipik örnekler olarak kalması, ilçeye ‘anıt kent’ özelliği kazandırıyor. Kula evleri, ilçenin aslında kale içi bir yerleşim olduğunun da ipuçlarını veriyor. Demircikapı, Seferkapı gibi belde isimleri, evlerin sıkışık bir yapıda ve bir çekirdek etrafında toplanması -ortada bir kalenin varlığı olmasa da- Kula’nın kale içi yerleşim olduğunu doğrular nitelikte. Kula evlerinin diğer bir tipik özelliği de, hepsinde mutlaka bir avlu ve sokağa bakan bir pencere olması.

Osmanlı ve Roma döneminin izlerini farklı tarihi yapılarda görmek mümkün. Kurşunlu, Eski Cami, Soğukkuyu Cami, Paşa Cami, Hacı Recep ve Necip camileri ibadet merkezleri olarak, Emir hamamları ise Roma dönemine ait izler barındırdığı için göze çarpıyor. Şehitlioğlu Köyü’nün güneyindeki Ilıca Hamam Deresi (Gerençayı) kenarında yer alan Emir Hamamları, Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla kaplıca olarak kullanılan, konaklama imkanının olduğu bir termal tedavi merkezi. Kaplıcanın, kas iskelet hastalıklarının tedavisinde, ortopedik operasyonlar sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında, genel stres bozukluklarında, spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanıldığı biliniyor. Fotoğraf meraklıların dikkati ise daha çok Kalaycılar Çarşısı’nda yoğunlaşıyor. Bugün birçoğu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dericilik, bakırcılık, halıcılık, keçecilik gibi geleneksel el sanatları sadece birkaç ustanın tezgahında hayat buluyor. Bu yüzden Kula’ya yapacağınız bir gezide, ustaların hünerlerin izlemeyi unutmayın.

Kula’da rotanızı çevirebileceğiniz daha pek çok tarihi ve turistik mekan var. 14. yüzyılın ilk çeyreğinde -rivayete göre- Kula’da doğup, yaşadığı söylenen Türk şairi ve derviş Yunus Emre ve Hocası Taptuk Emre’nin türbeleri yerli yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Görsel şölen

İçinizi ısıtan Kula Evleri’nin ardından şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakacağınız peribacaları bekliyor sizi. Peribacaları, Burgaz Köyü ile Gediz Nehri’nin iki yanındaki Burgaz volkanit bölgesinde yükseliyor. Peribacaları, en altta yaşlı çökelleri ve onların üzerinde ilk patlamanın ürünü bazaltların yer aldığı peyzaj mimarlığının görsel şölen sunduğu bir alan. Açılan vadinin her iki tarafında yer alan yaşlı çökeller yağmursuyu ve rüzgarın etkisi ile olağan üstü şekiller oluşturmuş. Vadi açılımının halen devam ettiği alan, özellikle fotoğrafçıların uğrak yerlerinden…

Nasıl gidilir?

Ankara - İzmir karayolu üzerinde bulunan Kula, İzmir’e 140 kilometre uzaklıkta. Aracınızla bu mesafeyi yaklaşık iki saatte gitmeniz mümkün. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na 145 kilometre uzaklıkta yer alan Kula’ya İzmir Otogarı’ndan periyodik saatlerde kalkan şehirlerarası otobüslerle de gidilebiliyor.

Ne yenir?

Kula’da gözleriniz gibi mideniz de harika bir ziyafet çekebilir. Zengin Türk mutfağının birçok yemeğini ilçede bulabiliyorsunuz. Tarhana, keşkek, yuvarlak aşı, kapama, kuzu–oğlak dolması, sura (kaburga yemeği), darplı ciğer, susam böreği, kabaklı pide, kıkırdaklı pide, şekerli pide, ekmek dolması ve höşmerim gibi geleneksel lezzetler mutlaka tadılması gerekenler arasında ilk sıralarda geliyor. Özellikle şekerli pide ve ekmek dolması, yöresel Kula mutfağını unutturmayacak iki özel lezzet.

Yapmadan dönmeyin!

Kula evlerini görmeden, Kalaycılar Çarşısı’ndaki bakırcıların fotoğraflarını çekmeden, Ekmek dolması, şekerli pide başta olmak üzere yöresel lezzetleri tatmadan, Türkiye’nin en genç yanardağlarını görmeden dönmeyin.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©