Tire Müzesi

Tire Müzesi, iki salon ve bahçede sergilenen eserleriyle Roma döneminden Osmanlı’ya geçmişi günümüze taşıyor.

Atatürk’ün kurduğu Halkevlerinin Müzecilik kolu tarafından 1936 yılında amatörce bir çalışma ile başlayan Tire Müzesi, günümüzde iki salon ve bahçeden oluşan teşhir bölümleriyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzenin kapısından içeri girdiğinizde rengarenk çiçekler ve ağaçların gölgesinde konuklarını bekleyen Roma dönemine ait lahitler, sütun ve sütun başlıkları, heykeller ve pişmiş toprak küpler karşılıyor. Ve tabii ki müze gezinize eşlik eden Müze Müdürü Enis Üçbaylar ve ekibi de tüm güler yüzü ve sıcaklığıyla yanınızda. Bir yandan gezerken bir yandan da müzenin tarihini anlatıyor Enis Üçbaylar:

“1945 yılında nüfus memuru Faik Tokloğlu müzecilik kolunun başına geçer ve çalışmalarını tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı Müze Memurluğu olara hizmet verir. 1945-1970 yılları arasında ilçemizde bulunan Yeşil İmaret (Yahşibey) Camii’nde hizmet vermekte iken, şimdiki adresi olan modern müze binasının yapılması ile hizmetini Müze Müdürlüğü olarak yapmaya başlar.”

Müzenin içerisinde taşınır kültür varlıklarının sergilendiği iki salon bulunuyor. Müze turumuzun ilk durağı Arkeoloji Salonu oluyor. Salonda, M.Ö. 3500 ile M.S. 1100 yıllarına ait heykeller, mezar stelleri, mermer masa ayakları, mermer ve pişmiş toprak lahitler, cam eserler, pişmiş toprak heykelcik parçaları ile çocuk heykelleri sergileniyor. Geçmiş dönemlere ait eserler arasında gezerken bir taraftan dönemin eserlerindeki işçiliklere hayranlıkla bakıyor öte yandan o dönem insanlarının gösterişli hayatlarına şaşırıyorsunuz.

İkinci durağımız, müzenin bir diğer salonu olan Etnoğrafya Salonu oluyor. Salondan içeri adım attığınızda camlı bölmelerde yöresel kıyafetler ve günün eşyaları ile canlandırılmış Osmanlı dönemi eserlerini görüyorsunuz. Camlı bölmelerden Osmanlı dönemine doğru yola çıkarken, el yazması Kur’an-ı Kerimler, yazı takım aletleri, erkek ve kadın ceketleri, karyola örtüleri (iplik ve sim işli), çeyiz sandıkları, nalınlar, hamam ve şifa tasları, gümüş kadın ziynet eşyaları tek tek yerini alıyor zaman yolculuğunuzda. Avrupa kökenli olup Osmanlı döneminde kullanılan seramikler, çeşitli dönem savaş aletleri, derviş ve zaviye aletleri, Çanakkale seramikleri, tablolar, halı ile kilimler ve vitray pencereler sergilenen eserlerin diğerleri.

Müzenin salonlarındaki turunuzu tamamlayıp, arka bahçeye doğru ilerlediğinizde İslami mezar taşları arasında sürüyor gezintiniz. Enis Üçbaylar, geçtiğimiz sene gerçekleştirdikleri çevre düzenlemesinden bahsediyor yüzünde gururlu gülümsemesiyle. Düzenleme ile Beylikler ve Osmanlı dönemine ait İslami mezar taşları tipolojik olarak yerleştirilmiş. Kronolojik olarak dizilmiş mezar taşları arasında kadınlara ait mezar taşları üzerindeki çiçek motifleri çekecektir dikkatinizi. Diğer mezar taşları üzerindeki motifler de hayranlık uyandırıyor.

Tire ve yakın çevresinde bulunan eserlerin sergilendiği Tire Müzesi’ndeki zaman yolculuğumuz sona ererken müze çalışanları çevre düzenlemelerine son hızla devam ediyorlar. Yeni ziyaretçiler için kapılar pazartesi hariç her gün 08.30-12.30 / 13.30-17.30 saatleri arasında açık.

Adres: Cumhuriyet Mah. Şanizade Meydanı No: 10 Tire - İZMİR

Tel: (0232) 512 18 62 

Nasıl gidilir?

Özel aracınızla gidecekseniz İzmir - Tire arası için iki alternatifiniz var. Birincisi İzmir - Aydın otobanını kullanmak. Selçuk'a gelince otobandan çıkıp hemen solda, Tire ve Ödemiş girişini gösteren tabela yönüne girin. Yaklaşık 20 kilometre sonra, bağların, bahçelerin içinden geçen yolla, Tire'ye ulaşacaksınız. İkinci alternafiniz ise İzmir -Gaziemir - Torbalı yolu üzerinden de rahatlıkla ulaşabilirsiniz. İzmir Otogarı’ndan kalkan otobüslerle de yolculuk edebilirsiniz. Gaziemir’den kalkan mototrenle de Tire’ye keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz.

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©