Türk Ocağı’ndan Devlet Tiyatrosu’na

Türk Ocağı Aile Bahçesi’nde ince saz ve aynı zamanda Hintli, Afrikalı Arap cambazlar ile Alman cambazlar geldiler. Koşun! Hayret edeceksiniz! Bu yeni cambaz varyetesini görmeye gidiniz.”

Yazı: Cengiz Yazıcı / Mimar

Fotoğraflar: RK arşivi

 

Yapı, Devlet Tiyatrosu olarak kullanılmadan önce sırasıyla Türk Ocağı ve Halkevi işlevi görmüş, şehrin eğlence, eğitim ve kültür hayatına büyük katkılar sağlamıştır. Türk Ocağı olarak kullanıldığı yıllarda bahçesi müzik ve cambaz gösterilerine sahne olmuştur.

Bodrum üzerine iki katlı, 1925 yılında Türk Ocağı olarak yapılan yapının, 1957 yılında tiyatro olarak fonksiyon değiştirmesi ile özgün plan şeması oldukça değişmiştir. Özgün planında Onarım sonrasında seyirci salonu ile fuaye arasındaki kemerli açıklık kapatılmış, zemin grobeton dolgu ile kademelendirilmiştir.

1937-1938 döneminde İzmir’deki tek amatör tiyatro eylemi Halkevi’nde görülmektedir. İzmir Halkevi’nin oynadığı ilk oyun “Tırtıllar” adlı oyundur. Yapıda, 1940 yılında 60, 1941 yılında 38 tiyatro gösterisi yapılmıştır. Halkevi, yerli yabancı üniversitelerden katılacak konuşmacılardan oluşan kültür programlarına ev sahipliği yapmıştır.

1944 yılının Şubat’ında CHP idaresi İzmir Halkevi binasının yanındaki altı evi satın alarak yıktırmaya ve açılacak arsa üzerinde modern bir halkevi binası inşa etmeye karar vermiştir. Mevcut binanın korunarak, bir kısım halkevi şubelerinin bu binada kalması söz konusu olmuştur. Yeni binanın kapalı bir jimnastik salonu, müzik çalışma odaları, resim atölyesi bulundurulacak ve önüne deniz sporları için dört kayıkhane ve bir güzel rıhtım yaptırılacaktır. Ayrıca, yeni binanın alt ve üst kısmında kapalı ve açık gazino inşa edilecektir. İzmir Halkevi büyütme hazırlıkları 1944 Mart’ında başlamış, halkevinin yanında bulunan binalar istimlak edilerek yıkılmıştır. İnşası süren İzmir Halkevi’nin eklenecek salonlarının inşaatının kışın bitirileceği basına bildirilmiştir. Fakat daha sonradan bu konuda basında ve kaynaklarda hiçbir bilgiye rastlanmamıştır.

İzmir Halkevi’nde resim ve fotoğraf sergileri düzenlenmiştir. 1946 Haziran’ında film gösterimine başlandığı görülür. Halkevi’nin bahçesindeki Şenocak Sineması’nda film gösterileri yapılmıştır. Halkevi bazı müzisyen ve orkestraları da konuk etmiştir.

1 Ekim 1951 tarihinde binanın kapısındaki “Halkevi” levhası indirilmiş, bina Hazine’ye geçmiştir. 1954’te bir seneden beri belediyenin kullanımında olan bina, Maliye Bakanlığı’yla yapılan görüşmeler sonunda belediyeden satın alınır. Bina, 1 Ekim 1955 tarihinde Devlet Tiyatrosu olarak faaliyete geçirilmesi düşünülerek, Ankara’dan 350 koltuk hazırlanmış, ayrıca Halk Eğitim Merkezi sahnesinin iki tarafa genişletilmesi için proje hazırlanmıştır. Fakat bina ancak 1957 yılında Devlet Tiyatrosu’na verilmiştir. Özgün Fransız balkonları mevcut iz ve eski fotoğraflar doğrultusunda orijinal durumuna getirilmiştir. Üst kat balkon korkulukları eski fotoğraflar ve karşılaştırma verileri doğrultusunda belirlenmiştir.

Ulusal mimarlık örneği

Yapı, İzmir İli, Konak İlçesi, Selimiye Mahallesi, Mithatpaşa Caddesi No: 10’da yer almaktadır. Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait, Kültür Bakanlığı’na tahsisli taşınmazın güneybatısında D.E.Ü. Devlet Konservatuarı Sabancı Kültür Sarayı, kuzeydoğusunda İzmir Orduevi, güneydoğusunda Mithatpaşa Caddesi, kuzeybatısında Mustafa Kemal Sahil Bulvarı bulunmaktadır. İlk ulusal mimarlık örneklerinden biri olan yapı, 1925 senesinde yapılmıştır. Yapının mimarı Necmeddin Emre’dir.

Bodrum üzerine iki katlı, 1925 yılında Türk Ocağı olarak yapılan yapının, 1957 yılında tiyatro olarak fonksiyon değiştirmesi ile özgün plan şeması oldukça değişmiştir. Özgün planında giriş katındaki fuayeye tek yönden ulaşılırken, dönem içerisinde personel girişi olarak ikinci bir giriş eklenmiştir. Zemin katın özgün plan şeması, yeni fonksiyonun işlevini sürdürmesi için gerekli mahal yaratımları ile değişmiştir. Bu değişiklikler şu şekilde sıralanabilir: Fuaye ana girişine eklenen muhdes betonarme dönem eki ve muhdes ahşap doğrama gişe,

• Gişenin kuzeybatısında yer alan orijinalinde tek mahal olup sonradan muhdes bölüntülerle WC ve büfe mahalleri eklenmiştir.

• Fuayenin güneybatısındaki muhdes ahşap doğrama ile ikiye bölünerek oluşturulan vestiyer ve idari müdür odası

• Fuayenin kuzeybatısındaki muhdes duvar ve doğramalar ile kapatılmış teras mahali ve bahçeye inen muhdes merdivenler

• Fuaye, WC, büfe, vestiyer, idari müdür odalarının muhdes pencere ve kapı doğramaları.

• WC mahalinin muhdes seramik döşeme kaplaması Onarım sonrasında seyirci salonu ile fuaye arasındaki kemerli açıklık kapatılmış, zemin grobeton dolgu ile kademelendirilmiştir.

Sahne platformu, sahne çerçevesi, betonarme kiriş ve metal taşıyıcı elemanlara taşıtılarak oluşturulmuş ve ahşap döşeme ile kaplanmıştır. Salon mahalindeki pencere açıklıklarının hepsi özgün doğramalar içeride kalacak şekilde içten ahşap kaplama, dıştan tuğla duvar örülerek kapatılmıştır. Salondan dışarıya açılan özgün doğramalar kaldırılmış ve özgün kapı açıklıkları değiştirilmiştir.

Sahne çerçevesi metal kutu profillerden oluşan bir konstrüksiyona taşıtılmaktadır ve bu konstrüksiyon kiriş aralıklarında özgün tavan süslemelerini deforme ederek kirişlere ankre edilmiştir.

Sahnenin kuzeydoğu ve güneybatısında kulislere inen merdivenleri yer almaktadır. Seramik kaplama, kapı doğramaları, muhdes alüminyum doğramadır. Kulislerin güneybatısında oyuncu girişleri için muhdes açıklık ve merdiven bulunmaktadır.

Zemin kattaki bütün bu plansal bozulmaların ve özgün malzeme kayıpları dışında, seyirci salonunun tavan ve duvarlarındaki geometrik ve bitki motifli süslemeler, işli kubbecikleriyle pirinç fenerler, üç açıklıklı üst sıra ve sahne arka ve yanlarında bulunan pencerelerinde renkli camları korunmuştur. Salon ve sahne kısımları hacimsel olarak ara ve üst katları içine almıştır.

Fuayenin batısında merdiven kovası yer almaktadır. Prekast dökme mozaik merdiven basamaklarının yan yüzeyleri boyanmıştır.

Ara kattan fuayeye bakan kemer açıklığı kapatılmış, burada yer alan özgün metal korkuluk ve küpeşte, merdiven korkuluk ve küpeşteleri gibi boyanmıştır.

Özgün olmayan ara kat, fuayenin kuzey ve güney batısındaki mahallerin kat yüksekliklerinin ikiye bölünmesiyle ve güneydoğudaki betonarme dönem ekinin üst kat çıkması ile oluşturulmuştur.

Üst kat, T tipli zemin kat planının yatay kısmının düşeysel uzantısı şeklinde kurgulanmıştır. Üst kat özgün plan şeması, tiyatro işlevinden oluşan gereklilik nedeniyle, holün doğusunda kâgir duvarlarla oluşturulan ses ve ışık odasının varlığıyla bozulmuştur. Bu mahallerin ses izolasyonunun sağlanması için salona bakan özgün kemer açıklıkları da aynı şekilde kagir duvarlar ve ahşap doğramalar ile kısmen kapatılmıştır. Ortadaki kemer açıklığı baklava biçimli üst başlığı olan mermer sütunlara taşıtılmıştır. Işık odasından sabit olmayan merdiven ile tesisat balkonuna çıkılmaktadır. İki loca arasına yapılmış olan tesisat balkonunun localarla ilişkisi yapılan ahşap bölücülerle kesilmiştir. Holün batısı dört ve kuzeyi tek oda ile çevrelenmiştir. Planın orta aksındaki oturma ve onun batısındaki ışık malzeme odasında asma katlar mevcuttur. Batı uçtaki oda tasarım, batı uçtaki oda müdür odası olarak kullanılmaktadır. Holün kuzeyinde ise sahne amiri odası yer almaktadır.

Saçaklı, kiremitle kaplı çatılar, çok kenarlı kubbeli kule ve sivri kemerli pencere üstlerinin çini panoları yapının ortak karakteristiğini oluşturmaktadır. Mithatpaşa Caddesi’ne bakan güneydoğu cephesindeki betonarme ekler, kuzeydoğu ve güneybatı cephesindeki duvarlar örülerek kapatılmış, zemin kat metal doğrama ile kapatılmış, üç açıklıklı üst kat pencereleri, yapının özgün kimliğinin algılanmasını zedelemiştir. Kuzeybatı cephesindeki özgün balkon korkuluğu kaybı, konsolunun betonarme dönem eki içinde kalması, bodrum katta oluşturulan kazan dairesi, cephenin batısındaki teras altının kısmen kapatılıp depoya çevrilmesi, cephe ait diğer kimlik bozulmaları olarak sayılabilir.

Yapının özgün bodrum açıklıklarının zeminle ilişkisi ile salon yan kapısının özgün son basamak rıhtı dikkate alındığında özgün bahçe kotunun değişmiş olduğu dikkati çekmektedir

Devlet Tiyatrosu binamızın restorasyonu tamamlanarak tiyatro severler ile buluştu. Bu yazının hazırlanmasına büyük katkıda bulunan, sevgili meslektaşım ve de dostum Y.Mimar, Restorasyon Uzmanı Cem Bilginperk’e, Cumhuriyet Döneminin önemli bir bölümüne tanıklık etmiş bu kültür varlığımızın restorasyon projesini hazırlayarak yeniden yaşama katılmasında emeği geçen herkese ve her kuruma teşekkür ederim.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©