Yorgun eşyalar artık dinleniyor

Müesser Aktaş’ın 20 yıldır topladığı ve “yorgun eşyalar” olarak nitelendirdiği objeler yörenin tarihine ışık tutuyor.

Fotoğraflar: Onur Şan

‘Eski’ ve ‘yeni’ kavramlarının giderek birbirine karıştığı günümüzde eşyaya anlam katan ne varsa bir bir yok oluyor. Hâlbuki o eşyalar yaşanmışlıklarla, çıplak ve soğuk bir nesne olmaktan uzaklaşıp ruhunu buluyor. Eskilerin yerine aldığımız yenilerle geçici mutlulukların peşinden koşaduralım, çöp kutularına atılan her eski ile birlikte belleklerimizin birer parçasını da yitiriyoruz farkında olmadan.  

Neyse ki bunun farkına varıp, hikâyesi olan eşyaların izlerini süren, onları geçmişin tozlu raflarında kalmaktan kurtaranlar da var. Tıpkı Müesser Aktaş gibi. Gelin olarak gittiği evin eski eşyalarını toplayıp çöpe atan Aktaş, kayınvalidesinin “kızım bir gün olur da bunlar sana lazım olmaz mı” şeklindeki uyarısıyla attıklarının kıymetli olduğunu idrak etmiş. O günden sonra etrafındaki eski eşyalara daha farklı bir gözle bakan Aktaş, çöpte dahi görse yaşanmışlık taşıyan eşyaları toplamaya başlamış.

Mordoğan’daki evinin her bir köşesi topladıkları eşyalarla dolunca bir arkadaşının önerisiyle bunları Çeşme Müzesi’nde kayıt altına aldıran Aktaş, daha sonra topladıklarını oluşturacağı bir yerel müzede sergilemeye karar vermiş. Ancak yer sıkıntısı önüne engel olarak çıkmış. Önceleri evinin alt tarafını müze olarak kullanan Aktaş, 5 yıl sabrettikten sonra, bu sorunun da üstesinden gelmiş. 1932’de inşa edilen ve kendisinin de sıralarından geçtiği, yıkık dökük ilkokul binasını tamir ettirerek, kendi deyimiyle “yorgun eşyaları” için bir dinlenme mekânı yaratmış. Bu süreçte Karaburun Kaymakamlığı, Karaburun Belediye Başkanı H. Serdar Yasa, Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır, kardeşleri ve dostları da kendisine destek olmuş.

Müesser Aktaş’ın 20 yıldır topladığı ve yörenin tarihine ışık tutan eski eşyalar şimdi kendi ismiyle anılan etnografya ve tarih evinde sergileniyor. Resmi açılışı 4 Ağustos 2012 tarihinde yapılan Müesser Aktaş Etnoğrafya ve Tarih Evi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Mordoğan ve Yarımada Etnografya Müzesi Belgesi ile de ödüllendirilmiş.

Bilinen tarihi 1200 yıllarına dayanan Mordoğan’ın köklü mirasını gelecek nesillere aktarmayı amaç edindiğini belirten Müesser Aktaş, “Bu iş gönül işi. Köyüme, Mordoğan'ıma, Karaburun'uma, İzmir'ime, Türkiye'me armağanım olsun” diyor.

En eski parça 18’inci yüzyıldan kalma gelinlik

Mutfak eşyalarından dikiş makinesine, yöresel giysilerden gelinliklere kadar aklınıza gelebilecek her türlü eşyanın yer aldığı etnografya ve tarih evinde okula ait olan bir kampana da (zil) sergileniyor. Müzenin en eski parçası ise 18’inci yüzyıldan kalma bir gelin ceketi. Müesser Hanım sergilenen eşyalar arasında kendisini en çok etkileyenin sararmış siyah beyaz fotoğraflar olduğunu söylüyor.

Nice yaşanmışlıkların tanığı olan bu efsunlu eşyaların toplanması kadar bakımlarının da özen istediğine dikkat çekiyor Aktaş. Öyle ki sergilenen eşyaların rutubet ve tozdan korunması için her hafta tozları alınıyor ve müze havalandırılıyor. Eserlerin temizliğinde sadece Mordoğan yöresine ait zeytinyağı sabunu kullanılıyor.

Yolunuz Mordoğan’a düşerse, bugüne kadar 2 bini kişiyi ağırlayan Müesser Aktaş Etnoğrafya ve Tarih Evi’ni siz de ziyaret edin. Böylece hem Mordoğan’ın geçmişine doğru bir yolculuğa çıkmış hem de Müesser Hanım’ın bunca uğraşını karşılıksız bırakmamış olursunuz.

Müesser Aktaş kimdir?

1950 yılında Mordoğan’da doğan Müesser Aktaş, ortaokul mezunu, evli, iki çocuk ve dört torun sahibi. Aktaş çocuk denecek yaşta geldiği İzmir’de Olgunlaşma Enstitüsü’nden sonra birçok sosyal kuruluşlarda gönüllü olarak çalışmış. Türk Anneler Derneği İzmir şube üyeliği ve Mordoğan Şubesi Kurucu ve Onursal Başkanlığı, Cüzzam Savaş Derneği Kurucu Üyeliği yapan Aktaş, şimdi de KADER kurucu üyesi, Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi ve Tüketici Hakları koruma çalışmalarında aktif bir gönüllü olarak görev yapıyor.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©